Toprak Işık

Yetişkin Kitapları

Hassas Mevzularda Matrak Muhabbetler

Elinizdeki kitap, çoğu akademik uzantılara sahip konulara dair denemeler içeriyor. Pek çok bilgi de barındıran bu yazıların duygulardan uzak okunması olanaksız; çünkü ele alınan meseleler gerçekten hassas. Toprak Işık ve Seher Cesur Kılıçaslan, atomu parçalayan bir bomba ile on binlerce insanın diri diri yakılmasındaki akıl almaz zalimliğe isyan ediyorlar; sürekli kamçılanan tüketim çılgınlığı ile baş edemeyen dünyadaki kaynakların önlenemez yok oluşuyla dertleniyorlar; kültürlerin iç içe geçtiği günümüzde kültürler arası çatışmanın günlük yaşamdaki izlerini takip ediyorlar ve ülkemize özgü fay hatlarına yakından bakıyorlar. Eleştirel düşünmeyi, hem ayrı bir konu olarak ele alıyor hem de yöntem olarak kullanıyorlar. Kitabın dilindeki kıvraklıktan eminiz ki edebi bir tad alacaksınız. Üsluptaki ince mizahın ise sizi pek çok kez gülümseteceğinden, bazen de size kahkahalar attıracağından kuşku duymuyoruz. Önünüzde, kuantum teorisinden antropolojinin derinliklerine uzanan, öğretici olduğu kadar da eğlenceli bir serüven var.

Toplumsal Cinsiyet ve Efsaneden Gerçeğe Türkiye’de Kadın

Sosyal bilim alanı olarak toplumsal cinsiyet çalışmaları çok eski bir geçmişe sahip değildir ancak geç kalmışlık araştırmacıların coşkulu çabaları sayesinde şaşırtıcı bir hızla telafi edilmektedir. Bu coşkuya, tarih öncesinden süregelmiş mağduriyetleri destekleyen algıları yıkıyor olmanın hazzı ve alanın keşiflere açık bakirliği kaynaklık etmektedir. Toplumsal Cinsiyet ve Efsaneden Gerçeğe Türkiye'de Kadın, bu hazzın peşine düşülerek yaratılmış bir eserdir.

Toplumsal cinsiyet konusuna ilgi duyanlar için entelektüel cesaret ön koşuldur çünkü binlerce yıllık ezberlerin bozulması ve toplumsal cinsiyet kodlarını taşıyan klişelerin yıkılması söz konusudur. Bu kitap bu anlamda doğru yerde durmaktadır. Genel olarak toplumsal cinsiyet konusunu ve özelde Türkiye'de kadının durumunu incelerken sorgulayıcı bir yaklaşım sergilenmiş; şaşırtıcı, orijinal sonuçlara ulaşılmıştır. Keyifle okuyacağınızdan ve entelektüel bir doyum hissedeceğinizden eminiz.

İşimle Başım Dertte

Kimin değil ki? Doktorların mühendis, mühendislerin avukat, avukatların eczacı olmak istedikleri bir dünyada yaşıyoruz. Öyleyse üzerinde kafa yormaya değer bir sorun var ortada.

İşi olsun olmasın herkesin işiyle başı derde girebilir. "Benim değil ki!" diyenlerin bile derinlerde bir yerde hasıraltı edilmiş bir sıkıntıları vardır elbet. Kiminin derdi yükselip müdür olmak, kimininki ise ücretli kölelikten kurtulup bir an önce emekliye ayrılmak... Dertler saymakla bitmez. Ama dertlerin en büyüğü kuşkusuz ki iş hayatına başlarken karşımıza çıkar: Meslek seçimi. Elinize şapkanızı alıp şöyle bir düşünün: Acaba hangimiz doğru mesleği seçmiş olabiliriz? Sınav puanınız hangi bölüme yettiyse o bölümün mesleğini mi yapıyorsunuz, yoksa kalbinizde yatan, "hayallerinizin" mesleğini mi?

Kral çıplak! Evet, iş hayatımızla ilgili kafa yormamız gereken birçok sorunla karşı karşıyayız! Şimdi geçmişe hızlı bir geri dönüş yapıp, iş yaşantımızla ilgili tüm gerçekleri etraflıca masaya yatırma zamanı! Toprak Işık'ın mizahla yoğrulmuş deneme yazıları gençlere meslek seçimlerinde ufuk açacak, yapmak istedikleri ve kendilerini mutlu edecek mesleği bulmalarında daha özgür karar vermelerine katkı sağlayacak bir kitap... Ne demişler: "Sevdikleri işi yapanlar hiçbir zaman yorulmazlar."

Meslek seçiminde sadece başkalarını mutlu ederek ömür boyu mutsuz olmanın ne anlama geldiğini kavramamıza yardımcı olan İşimle Başım Dertte, okurun zihnini kaşıyan meselelere farklı açılardan bakarken, bireyin kendisini neyin mutlu edebileceği konusunda düşünmesini sağlıyor...

Azgın Tekeler

Toprak Işık yeni kitabı Azgın Tekeler'de, orta yaşa gelmiş, biraz da üstüne çıkmış erkekleri anlatıyor. Kendilerinden genç kadınlarda, kaybettikleri gençliklerini tekrar bulma sevdasına kapılan bu erkeklerin cinsellik takıntıları ve çapkınlıkları, Toprak Işık'ın kalemiyle güçlü bir mizah anlatısına dönüşüyor.

"Toprak Işık, 'mizahın çemberinden geçmiş' bir yazar olarak bu kitabında da, sıradan insanların gündelik hayatlarına burnunu sokuyor!.. İyi de yapıyor..." Latif Demirci

"Erkek olmanın evrensel korkularına, bizimki gibi şenlikli bir toplumsal baskı da eklenince ademoğlunun başına ne komik belalar açılabileceğini keyifli bir vodvil tadında, ustalıkla anlatmış Toprak Işık." Atilla Atalay

Kız Ararken

"Okuduğum 'çok satışlı' birçok kitaptan daha duru ve başarılı bir anlatımı, alttan alta işleyen güzel bir mizahı var Toprak Işık'ın." ATİLLA ATALAY

Toprak Işık, üçüncü öykü kitabında, yine mizah damarını işliyor. Onun öykülerinde, harcıâlem 'komiklik' veya 'sululuk' ile has mizah edebiyatı arasındaki köklü ayrımı fark ediyor; 'iyi' mizahın 'iyi' edebiyat olduğunu hatırlıyorsunuz. Gündelik hayatın olağanlığı içinde akıp giden, ancak yakından bakınca, tersten bakınca, zekâyla bakınca görülen mizahın arkeolojisini yapıyor Toprak Işık. İnsan ilişkilerinin –özellikle aile 'muhabbetinin' ve 'kız/oğlan meseleleri'nin– tatlı teferruatına dalarken, Türkçe edebiyatın pek fazla ilgilenmediği, kendine mahsus dünyalara da eğiliyor. Örneğin, elinizdeki kitaptaki uzun öykü "Asistan"da, akademisyenlerin, 'soylu' ve 'yüksek' ilgilerle basit dünyevî dertler arasında salınan dünyasında gezindiği gibi...

Toprak Işık'tan, iyi mizahın iyi edebiyat olduğunu ve iyi edebiyatın da 'rahat' okunabileceğini hatırlatan bir yapıt...

Sıradana Övgü

"Sıradan"ı anlamak ve anlatabilmek... "Öykü, roman, şiir sıradan şeyler aslında. O kadar sıradan ki kanlı canlı halleri, her gün sayısız kez tekrarlanıyor. Bir adam işini kaybediyor, bir kadın kocasını aldatıyor, iki komşu kavga ediyor.
Yazabilene bunların tümü öyküdür."
Farklı türlerdeki yapıtlarıyla edebiyatımızda kendine özgü bir yer edinen Toprak Işık, Sıradana Övgü adlı kitabıyla başta yazar adayları ve edebiyat eleştirmenleri olmak üzere edebiyata gönül vermiş her yaştan okura edebi bir şölen vadediyor. Öykülerinden ve romanlarından alıştığımız samimi üslubunu deneme türünün içtenliği ve öznelliğiyle harmanlayarak çarpıcı bir eser sunuyor.

Edebiyatın, sanat, yazar ve okur olmak üzere birbiriyle devinim halindeki üç ayrı yapı taşıyla mercek altına alındığı Sıradana Övgü, kırk bir deneme ve bir öyküden oluşuyor. Deneysel amaçlı öykü,"Duvardaki Tüfek" adlı denemeden yola çıkılarak oluşturulmuş… Yazar, açık sözlülüğü ve yalınlığı ile belleklerdeki edebiyat ve edebiyatçı kavramlarına alternatif bakış açıları kazandırırken, okurlarını, edebiyat tadında düşünsel bir yolculuğa çıkarıyor.

Toprak Işık'ın "devrimci" kaleminden süzülen denemeler, edebiyat dünyamızda süregelen pek çok sorunsala özgün bir perspektifle yaklaşmayı öneriyor: Kitaba adını veren Sıradana Övgü, edebiyat eserlerinde sıklıkla boy gösteren sıra dışı kahramanları eleştirel bir dille sorgularken, edebiyatın sıradana sırt çevirişine isyanda bulunuyor; yazara göre edebiyat aslında "sıradan" bir oyun. Bu oyunun en temel oyuncularıysa "sıradan" hayatlar. Ve bu sıradan hayatlar edebiyatta kendine daha çok yer bulabilmeli. Yazar, bunun yanı sıra "okurun, karşısına çıkan edebi eseri özgürce değerlendirmekten çekinmemesi, sanatsal özgürlüğe sonuna kadar sahip çıkmanın gerekliliği" gibi pek çok konuda hem okurların hem yazar adaylarının ufuklarını genişletecek bir denemeler seçkisi sunuyor. Ve genç yazar adaylarına şöyle sesleniyor: "Yazar olan sensin; sıradan konuşmalardan sıra dışı derinliğe inmek, oradan inci gibi öyküler çıkartmak senin görevin."

Halat Gösterisi

Çalışanla çalıştıran birbirlerine açık olabilseler iki taraf da kazançlı çıkar. Şükürler olsun, gerçek hayatın gerçek kurallarının buna izin vermeyeceğini bilecek yaşta ve zekâdayım. Panda gibi yatsan da karınca gibi çalışıyor görüneceksin. Patron da kullarını eşekler gibi çalıştırıp, eşekten beter yaşatmak istediğini belli etmez. Bu memlekette yatırım yapmak, çölde kum, kutupta buz satmaktan zorken, sırf çalışanları aç kalmasın diye kendini paraladığını söyler. Bunu duyan ben, iş dünyasını derede yüzen sazanlar kadar az tanımadığımdan, boynuna atlayıp hüngür hüngür ağlamam. 'Hadi len' deyip içimden geleni de taşımam dışıma, 'Kral çıplak' diye bağırmak masallarda marifettir. Gerçek hayatta kralın o an üstündeki kıyafetin aynısı giydirilerek ödüllendirilir keskin gözlü boşboğaz. Ve bir donsuz ancak kralsa güvendedir." Toprak Işık ilk kitabı Sırabaşı'nın izleklerini bu kitapta da sürdürüyor. Ama bu defa hayatın ve toplumun çok daha geniş halkalarına çeviriyor merceğini. Yine her gün etrafımızda olup biten, sıradan gibi görünen hatta "olay" bile denemeyecek olayların ve onların "kahraman" denemeyecek kahramanlarının hikâyeleri,.. Onların "incir çekirdeğini doldurmayan" diyalogları... Kısacası, insan denen varlığı şekillendiren, adına hayat dediğimiz oluşu var eden sıradanlıklar...

Acıtan, yaralayan, güldüren insan hikâyeleri... Ustalık, sıradan gibi görünendeki sıra dışılığı göstermek değil mi? Toprak Işık, daha ustalaşıyor.

Sırabaşı

Sırabaşı'nı başlıbaşına ilginç kılan bir özelliği, Türkçe edebiyatta pek girilmemiş, bakir bir dünyaya adım atması: Askeri okul.. Askeri öğrencilerin yaşantısına dair üç öykü yer alıyor kitapta. Toprak Işık'ın öyküleri, askeri okul dışında da, öğrencilik yaşantısına bakıyor. Öğrenciliğin sıradan-ve-büyük "olayları": Öğrenci yurdu.. bekar öğrenci evi... büyük kentte okuyan öğrencinin taşraya gidiş gelişleri, mezuniyet sonrası işsiz geçen günler.. Sırabaşı, "öğrenci dünyasına" ilişkin bir öykü kitabı -ama sadece o kadar değil! Modern hayatın dağdağalı akışı içerisindeki çeşit çeşit ilişki uğraklarından kesitler var kitapta: Ana-kız, ana-oğul ilişkileri.. ev kiralama işi... son iş günü.. geçkin yaşta çapkınlık girişimleri...

"Yazarlık gösterisine" kalkışmaksızın, rahat rahat akan bir dili, sağlam bir kurgusu ve Toprak Işık'ın öykülerinin, Sırabaşı, bir "ilk kitap" için şaşırtıcı ustalıkta bir eser.